MÜJDE IŞIL- Tiyatro oyunlarını sinemaya uyarlamak zordur. ‘Teatrallik’ denen; temelde durağanlığı, oyuncunun büyük oynadığını aşikâr etmesini, öykü anlatımının tekdüzeliğini kapsayan olumsuzlukları beraberinde getirme riski vardır zira. Erdi Işık’ın birebir isimli tiyatro oyunundan uyarlanan “On Saniye” bu açıdan ilginç bir disiplinler harmanı.
Hikâye, prestijli bir lisede geçiyor. Bir son sınıf öğrencisinin çektiği bir görüntü, okuldan atılmasına neden olmuştur. Öğrencinin annesi Yasemin, okulun rehber öğretmeni İpek’i ziyaret eder. Emeli, çocuğunun okula geri dönmesini sağlamaktır. İkisinin ortasındaki tartışma, çocuğun istikbalinin önüne geçer.
Hikâye, anne ve öğretmen gibi ‘kutsallık’ addedilmiş iki figürü karşı karşıya getiriyor. Varlıklı anne, iktidar kurmaya çalışırken orta halli öğretmen ise onun özgüvenini yıkacak ataklar yapıyor. Diyalog yüklü kıssa, iki tarafın satranç maçına dönüşürken agresif veli ile sakinliğini muhafazaya çalışan öğretmen arasındaki mücadele hem sınıf hem de iktidar savaşı hâlini alıyor. Kişisel çekişmeler karşısında çocuğun geleceği her şeyin gerisinde kalıyor.
Teatrallik hissini kırmak ve anlatıya dinamizm kazandırmak için direktör Ceylan Özgün Özçelik, farklı kamera açıları ve süratli kesmeler kullanmayı tercih etmiş. Teoride yanlışsız bir yaklaşım fakat pratikte bu tercihin çok kullanımı biçimi öne çıkarıyor ve öyküdeki hassasiyeti azaltıyor. Her ne kadar tansiyon ve kara güldürüyü hedefleyen bir sinema lisanı kullanılsa da bu öykü daha klasik bir anlatım stili istiyor. Finalinin değiştirilmesi de orjinal metnin varmak istediği eleştiriyi yok ediyor. Ancak tiyatro oyununu izlememiş olanlar, sinemadan daha fazla etkilenecektir muhtemelen.
Sahnede Nergis Öztürk (veli) ve Algı Eke’nin (öğretmen) rollerini sinemada Bergüzar Korel ve Bige Önal devralmış. İkisi de rollerinde başarılı. Korel’i bağımsız bir sinemada izlemek, “On Saniye”nin esas artılarından.
Irkçılık kanayan yara
Michael Fassbender ve Marion Cotillard’lı “Macbeth”in yönetmeni Justin Kurzel’in yeni sineması “The Order/Düzen”, Amerika’da şiddetini artıran banka ve zırhlı araç soygunlarının ülke tertibini sarstığı 1983 yılında geçiyor. Bir FBI casusu, bu olayların kaynağına iner ve hata zincirinin ardında Amerikalı beyazların üstünlüğünü savunan örgüt The Order’ın neo-Nazi önderinin olduğunu keşfeder. Başrolleri Jude Law ve Nicholas Hoult paylaşıyor.